İstanbul, 1 Haziran 2022 – Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Çarşamba günü yapılan bir açıklama ile, Türkiyeli milletvekillerini gazetecileri yargılamak için yeni bir araç işlevi görecek olan dezenformasyonla mücadele yasa tasarısını reddetmeye çağırdı.
İlgili haberlere göre, Türkiye’nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve müttefiği Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Türk Ceza Kanunu (TCK) ile basın ve İnternet’e dair kanunlarda değişiklikler yapacak bir yasa tasarısını meclise sundular.
CPJ’in incelediği yasa tasarısına göre yeni bir TCK maddesi ile kamuoyunu yanıltmaya yönelik bilgi yaymaktan suçlu bulunanlar bir yıldan üç yıla dek hapis cezası alabilecekler ve fail kimliğini gizlemişse veya yasadışı bir grubun emriyle hareket ettiyse ceza artırılabilecek. Ancak tasarıda yanıltıcı bilginin nasıl belirleneceği ve bu tespiti kimin yapacağı söylenmiyor.
AKP ve MHP yasanın geçmesi için mecliste yeterli çoğunluğa sahipler. 1 Haziran itibariyle oylamanın ne zaman yapılacağı belli değildi. Yasa geçerse 15 gün içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylandığı takdirde yürürlüğe girecek.
CPJ’in New York’ta bulunan Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Gulnoza Said: “Türkiye’nin medya mensuplarını yargılayıp hapsetmek için halihazırda pek çok muğlak kanunu mevcut. Dezenformasyonu kovuşturacak bu düzenlemeyi Türk hukuk sistemine eklemek de onlara benzer bir araç görevi görecektir. Neyin ‘dezenformasyon’ olduğuna kim, ve daha önemlisi, nasıl karar verecek?” dedi ve ekledi: “Türkiyeli yetkililer yasayı meclisten geçirmemeli, sözde dezenformasyonu suç olarak tanımlamaktan uzak durmalı ve İnternet üzerinde daha fazla kontrol elde etmeye çalışmaktan vazgeçmeliler.”
Tasarı ayrıca sosyal medyaya dair 2020 yılında yasalaşan kısıtlamaları genişletiyor. CPJ’in kayıtlara geçirdiği üzere bu kanun maddeleriyle Türkiye’de bir milyonun üzerinde kullanıcısı olan sosyal medya platformlarına yerel ofisler açma ve temsilci atama zorunluluğu getirilmişti.
Yeni tasarıya göre bu temsilcilerin Türkiye’de yerleşik olmaları zorunluluğu getiriliyor; böylece Türkiyeli yetkililer isterlerse bu kişileri yargılayabilecekler. Teklif edilen maddeler ayrıca sosyal medya şirketlerinin maruz bulunduğu mevcut yükümlülükleri daha da detaylandırıyor ve yetkililerin İnternet üzerinde içerik kaldırtmasını kolaylaştırıyor.
Yerel basın özgürlüğü kurumları ortak bir bildiri yayınlayarak yasa tasarısının geri çekilmesini istediler ve teklif edilen değişikliklerin “Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği” endişesini taşıdıklarını belirttiler.
CPJ’in incelediği yasa tasarısının girişindeki gerekçelendirme bölümünde değişikliklerin Türkiye vatandaşlarının İnternet üzerindeki haklarının korunması ile “dezenformasyon” ve “sahte isimler ve hesaplar” tarafından oluşturulan “yasadışı içerikle” mücadeleyi hedeflediği söyleniyor. Ayrıca, bu değişikliklerin ABD ile Almanya, Fransa ve İngiltere gibi Avrupa ülkeleri tarafından getirilen regülasyonlar ile uyumlu olduğu iddia ediliyor.
CPJ’in incelediği tasarıdaki 40 kanun maddesinden 28’i İnternet medyasında çalışan ve an itibariyle Basın Kanunu tarafından tanınmayan gazetecilere yeni bir kategori olarak yasal tanım getirmeye ayrılmış. Bu maddelerle birlikte İnternet üzerinde faaliyet gösteren haber kurumları da yasal tanım kazanarak devlet ilanları alabilmeye başlayacaklar ve gazeteciler de erken emeklilik ve bedava veya indirimli toplu taşıma gibi avantajları olan basın kartı için başvurabilecekler.
Ancak, CPJ’in belgelediği üzere, Erdoğan iktidarında Türkiye’nin basın kartı sistemi eleştirel haberciliği kısıtlamak için kullanılıyor.
CPJ yorum almak için Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamının İletişim Başkanlığı’na e-posta attı ancak haber yayına hazırlanırken bir yanıt alamadı.