Dünya çapında gazeteci cinayetleri bir yılda iki kattan fazla arttı

Meksika’nın Veracruz eyaletinde bulunan Xlapa şehrindeki Lerdo meydanında 1 Nisan 2020 tarihinde çekilmiş bu fotoğrafta meslektaşları Maria Elena Ferral Hernandez’in öldürülmesini protesto eden gazeteciler görülüyor. (AFP/Hector Quintanar)

Misilleme amaçlı gazeteci cinayetlerinde geçen seneye göre önemli bir artış gözlemlendi ancak savaş haberciliğiyle alakalı ölümlerde azalma var. Jennifer Dunham’ın hazırladığı bir CPJ özel raporu

22 Aralık 2020

NEW YORK

Demokratik fakat şiddet olaylarının yaygın olduğu ülkelerde çalışan gazetecilerin suç örgütleri ve militan gruplar tarafından hedef alınmaları sonucunda, mesleki faaliyetlerine misilleme olarak öldürülen gazetecilerin sayısı 2020 yılında iki katına çıktı. 

2020 yılında dünya çapında en az 30 gazeteci öldürüldü. Bunlardan 21’i mesleki faaliyetlerine misilleme olarak hedef seçildiler ki, geçen yıl bu sayı 10 idi. Diğer gazeteciler çatışma esnasında veya çapraz ateşte kalarak ya da tehlikeli görevler sonucunda öldürüldüler. Meksika, Afganistan ve Filipinler misilleme cinayetlerinde başı çektiler. 

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) halen dünya çapında öldürülen 15 diğer gazetecinin vakalarında motivasyonun mesleki faaliyetler olup olmadığını araştırıyor. Buradaki sayılar 2020 yılında 1 Ocak ve 15 Aralık arasında geçen dönemi kapsıyor. 2019 yılının tamamında motivasyonu kesinleşmiş öldürülme vakalarının sayısı 26 idi. Geçen yıl ayrıca CPJ’in kayıtlarına göre 2000’den bu yana en az gazetecinin öldürüldüğü yıl olmuştu. 

2020 yılında cinayetlerde artış vardı ancak Orta Doğu’daki çatışmaların hafiflemesi, medyanın COVID-19 salgınına odaklanması ve salgın nedeniyle gazetecilerin daha az seyahat edebilmeleri neticesinde silahlı çatışmalar esnasında ölen gazetecilerin sayısı üçe indi ki, bu 2000’den bu yana görülen en düşük sayı. Bu gazetecilerin üçü de Suriye’nin kuzeyindeki İdlib yakınlarında devam eden çatışmaları belgelerken öldürüldüler ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın müttefiği olan Rusya’nın gerçekleştirdiği hava saldırıları sonucunda öldüklerinden şüpheleniliyor. 

10 Temmuz 2020 günü çekilen bu Fotoğrafta Filipinler’in en büyük TV ağı olan ABS-CBN’in çalışanları ve onların destekleyen vatandaşlar Quezon şehrindeki kurum merkezinin önünde toplanmış olarak görülüyor. Yetkililerin yayın lisansını yenilemeyi reddettiği ve sonrasında kapatılan haber kurumunu Cumhurbaşkanı Rodrigo Duterte eleştirel haberleri nedeniyle tehdit etmişti. (AP/Aaron Favila)

Meksika’da 2020 yılında en az dört gazeteci mesleki faaliyetlerine misilleme olarak hedef seçilerek öldürüldüler ve bir diğeri olay yerinde fotoğraf çekerken vurularak öldürüldü. CPJ en az dört diğer vakada motivasyonun ne olduğunu araştırıyor. Karmaşık bir suç ağının yönettiği uyuşturucu kaçakçısı çeteler ve resmi kurumlardaki kemikleşmiş yolsuzluk nedeniyle Meksika uzun süredir Batı yarıkürede gazeteciler için en tehlikeli ülke olageldi. 

Meksika Cumhurbaşkanı Andres Manuel Lopez Obrador 2018 yılının aralık ayında iktidara geldiğinde basına karşı şiddeti bitirmek ve gazeteci cinayetlerinde cezasızlığa son vermek yolunda somut adımlar atılacağı güvencesini vermişti. Ancak CPJ’in gazetecilerin öldürüldüğü ve katillerin özgür kaldığı ülkeleri izleyen Küresel Cezasızlık İndeksi’ndeki en yeni verilere göre bu döngü azalmadan devam ediyor. CPJ araştırmaları gösteriyor ki, cinayet vakalarının ezici çoğunluğunda hiçbir şüpheli suçlu bulunmadı ve azmettiriciler serbest. Lopez Obrador CPJ veya diğer basın özgürlüğü ve sivil toplum organizasyonlarını nadir olarak muhatap aldı ve her sabah düzenlenen basın toplantılarında ABD Başkanı Donald Trump’ı örnek alan bir biçimde ülkesinin medyasını aşağıladı. Meksika’nın tehlikeler içinde yaşayan gazetecileri bu tavır karşısında dehşete düştüler. 

2020 yılında öldürülen gazetecilerin en az ikisi tehdit altındaki gazetecilere güvenlik hizmeti sağlamak için oluşturulan İnsan Hakları Savunucuları ve Gazetecileri Koruma amaçlı Federal Mekanizma programı kapsamındaydılar ve her iki vakada da atanmış korumalar gazetecilerle birlikte öldürüldüler. Bu durum programın zayıflığına işaret ediyor. Meksika parlamentosu 2020 yılında bu koruma faaliyetlerini finanse eden federal fonları kesme yolunda adım attı ve bu fonları doğrudan İçişleri Bakanlığı’na bağlayarak siyasi kaprisler ve yolsuzluk kaynaklı risklere karşı savunmasız kıldı. 

Bu koruma programına yazılan gazetecilerden biri Pablo Morrugares idi.  Gazetecinin Ağustos ayında güney eyaleti Guerrero’nun Iguala şehrindeki kendi restoranında korumasıyla birlikte vurularak öldürülmesinin ardından organize bir suç örgütü şehirdeki gazetecilerden kalabalık bir gruba tehditlerde bulunmuştu. Bu gazeteciler Ekim ayında aralarında Lopez Obrador’un da olduğu Meksikalı yetkililere bir açık mektup yazarak tehditlerin detaylarını sundular ve korunma istediler.  CPJ’in konuştuğu bu gazetecilerden biri: “Medyaya şu anda yaptıkları gibi saldırıp taciz ettiklerini daha önce hiç görmedim” dedi. 

Cumhurbaşkanı Rodrigo Duterte tarafından dört yıl önce medya cinayetlerini çözmek için kurulan Cumhurbaşkanlığı Medya Güvenliği Timi’nin çabalarına rağmen Filipinler’de 2020 yılında en az üç gazeteci mesleki faaliyetlerine misilleme olarak öldürüldüler. Duterte ve hükumeti cezasızlıkla mücadelede aşama kaydettiklerini iddia etseler de gerçekte azmettiricileri yargılamayı başaramadılar ve (Lopez Obrador’un yaptığı gibi) başta Duterte olmak üzere gazetecilere karşı düşmanca bir dil kullanarak basının kuyusunu kazdılar. 

Organize suç örgütleri kaynaklı şiddet ve tehditlerin kanun uygulayıcılarının zayıflığıyla bir araya gelmesi sonucu medyasında bir korku ve otosansür iklimi hakim olan Honduras’ta 2020 yılında en az iki gazeteci öldürüldü. CPJ üçüncü bir vakada motivasyonun ne olduğunu halen araştırıyor.

Fotoğrafta Afganistan’ın Celalabad şehrinde 10 Aralık 2020 günü işe giderken vurularak öldürülen gazeteci Malalai Maiwand’ın tabutunu taşıyan Afgan erkekler görülüyor. 2020 yılında en az dört gazeteci ve bir medya çalışanı mesleki faaliyetlerine misilleme olarak öldürüldüler. (Reuters/Parwiz)

Çapraz ateşte kalma neticesinde ölümler azalmış olsa dahi, çatışmaların yaşandığı ülkeler gazeteciler için aşırı derecede tehlikeli olmayı sürdürdüler. 2019 yılında öldürülen gazeteci tespit edilmeyen Afganistan’da önemli bir artış gözlemlendi; militan gruplar en az dört gazeteciyi mesleki faaliyetlerine misilleme olarak hedef seçerek öldürdüler. Enikass Radyo ve Televizyon kurumunda çalışan muhabir Malalai Maiwand Aralık ayında işe giderken şoförü Muhammed Tahir ile birlikte kurşunlanarak öldürüldü. Afgan devletinin militan grup Taliban ile Katar’da yaptığı barış görüşmelerinde ilerlemek için bir çerçeve üzerinde anlaştıkları sırada gerçekleşen bu saldırıyı İslam Devleti üstendi

İran’ın idama mahkum ettiği gazeteci Ruhollah Zam’ı 12 Aralıkta asması, bir gazetecinin bir devlet tarafından doğrudan ve kamuoyunun önünde katledilmesi olarak kayıtlara geçti. Zam’ın sürgünden yönettiği İnternet sitesi ve Telegram kanalı Amad Haberleri İranlı yetkililer hakkında eleştirel haberlere yer veriyordu; ayrıca bu mecralardan 2017 protestolarına dair yer ve zaman bilgisi paylaşılıyordu. Telegram 2017’nin sonuna doğru kapattığı kanal daha sonra yeni bir isimle tekrar faaliyete geçti. CPJ, bir gazetecinin doğrudan mesleki faaliyetlerine misilleme olarak öldürülmesini cinayet olarak tanımlayan metodolojisini temel alarak, Zam’ın öldürülmesini cinayet olarak kategorize ediyor. CPJ’in araştırmalarına göre İranlı istihbarat ajanları Zam’ı Ekim 2019’da Irak’ta alıkoyarak İran’a götürdüler. Yetkililer daha sonra gazetecinin özür dilediği bir videoyu devlet televizyonunda yayımladılar. Zam Haziran ayında 17 değişik suçlamadan dolayı idama mahkum edildi; bunlardan bazıları: casusluk, yurtdışında sahte haber yaymak, İslami değerlere ve dini lidere hakaret idi. Ceza 8 Aralık tarihinde kesinleşmişti. The Associated Press’in ilgili haberine göre, İran devlet medyası idamı duyururken Zam’ı ülkede gerçekleşen 2017 protestoları kapsamında “ayaklanmaların lideri” olarak tanıttı. 

Uzun zamandır sert hapis cezalarıyla basını sansürleyen İran’da CPJ 1 Aralık 2020’de yıllık hapishane sayımını yaptığında Zam da dahil 15 gazeteci hapisteydi. CPJ’in kayıtlarına göre 1992’den bu yana İran’da dört diğer gazeteci öldürüldü ki, bunlardan üçü devlet görevlilerinin gözetimindeyken veya gözaltı sırasında oluşan yaralanmalar neticesinde hayatlarını kaybettiler. 

Dünya çapında cezasızlık ortamı ve basın karşıtı tehlikeli söylemlerin yaygınlaşması Başkan Trump’ın yönetiminde ABD’nin basın özgürlüğünü korumada küresel önderliği terk etmesiyle birlikte geldi. Prensip olarak gazetecileri ve basın özgürlüğünü korumak yerine  Trump yönetimi pragmatik bir tutumu seçti. İran’ın faaliyetlerini eleştirirken Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de katledilmesinde Suudi devletinin ve Veliaht Prens Muhammed Bin Salman’ın rollerini kınayamamak bu tutumun en korkunç örneğiydi. Geçen ay CPJ yeni Başkan Biden yönetimine ABD’nin yeniden basın özgürlüğünde lider olabilmesi için tavsiyeler yayımladı; bunların arasında dünya çapında basın özgürlüğü ihlallerini eleştirmeye yetkili bir özel başkanlık elçisinin atanması, geleneksel olarak basın özgürlüğünü destekleyen Dışişleri Bakanlığı kurumlarının yeniden inşası ve ABD elçiliklerine basın özgürlüğünün bir dış politika önceliği olduğuna dair bir direktif gönderilmesi de yer alıyor. 

Gazeteci Ruhollah Zam, 2 Temmuz 2020 tarihinde çekilmiş bu fotoğrafta Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde görülen davası esnasında konuşurken görülüyor. Yetkililer Zam’ı idama mahkum ettiler ve 12 Aralık 2020 günü kararı uyguladılar.  (Ali Shirband/Mizan News Agency via AP)

2020 yılında ayrıca dünya çapında siyasi ayaklanmalar görüldü ve bu olayları belgeleyen gazeteciler şiddete maruz kaldılar. Ocak ayında Irak ta, Dijlah TV muhabiri Ahmet Abdül Samat ve kameraman Sefa Gali, ülkenin güneyinde bulunan Basra şehrinde temel hizmetlerden yoksunluk, işsizlik ve yolsuzluk nedeniyle gerçekleşen protestoları izlerken vurularak öldürüldüler. Nijeryalı gazeteci Onifade Emmanuel Pelumi ülkenin güneydoğusunda bulunan Lagos eyaletindeki ayaklanmaları haberleştirirken öldürüldü. CPJ araştırmalarına göre, devletlerin COVID-19 salgınını ve siyasi ayaklanmaları haberleştirenlere tepkileri neticesinde 2020 yılında rekor sayıda gazeteci mesleki faaliyetlerinden dolayı hapisteydi.

COVID-19 salgını ayrıca gazetecileri sürekli değişen güvenlik önlemlerine uyum sağlamaya ve yerel yetkililerin koyduğu seyahat ve hareket sınırlamalarına uymaya mecbur bıraktı. CPJ’in belgelediği üzere, muhabir ve fotomuhabirlerin işlerini yapmalarını zorlaştırmasının yanı sıra, virüs mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklananlar için çok yüksek sağlık risklerine neden oluyor. En az iki gazeteci hapisteyken korona virüsü kaparak öldü: Honduras’ta David Romero ve Mısır’da Muhammed Monir. CPJ’in 2012 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü sahibi Azimjon Askarov, Kırgızistan’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çekerken hastalanarak öldü. Ailesi COVID-19 nedeniyle öldüğünden şüpheleniyor. CPJ’in öldürülen gazeteciler listesi hastalık nedeniyle ölen gazetecileri kapsamıyor. 

CPJ araştırmaları sonucu elde edilen bazı diğer bilgiler ise şöyle:

Metodoloji

CPJ gazeteci ölümleri hakkında detaylı kayıtlar tutmaya 1992 yılında başladı. CPJ çalışanları her ölümü ayrı ayrı araştırıyorlar ve ardında yatan koşulları teyit ediyorlar. CPJ’in bir vakayı meslekle alakalı olarak kabul etmesi ancak araştırmacıların bir gazetecinin doğrudan mesleki faaliyetten dolayı misillemeye uğrayıp öldürüldüğü, çatışma altında çapraz ateşte öldürüldüğü veya şiddet olaylarının patlak verdiği bir protesto eylemini izlemek misali tehlikeli bir görevde öldürüldüğünden makul biçimde emin olduklarında gerçekleşiyor.

Eğer bir öldürülme vakasının amacı belirsiz ise anca gazetecinin mesleki faaliyetinden dolayı öldürülmüş olması mümkün ise CPJ bu vakayı “teyit edilmemiş” diye arşivliyor ve araştırmaya devam ediyor.

CPJ’in listesi hastalık sebebiyle ölen veya araba ya da uçak kazalarında (kaza bir saldırı sonucu meydana gelmediyse) ölen gazetecileri içermiyor. Başka kriterler kullanan diğer basın kurumlarının ölüm sayıları CPJ’inkilerden farklı oluyor.

CPJ’in 2020 yılında öldürülen gazeteciler veritabanı her kurban için ayrı birer kapsül raporu ve verideki trendleri incelemek için filtreler içeriyor. CPJ’in ayrıca 1992’den beri öldürülen, kayıp ve mesleki faaliyetlerinden dolayı hapsedilmiş tüm gazeteciler için de bir veritabanı mevcut.

Jennifer Dunham CPJ’in editöryel müdür yardımcısıdır. CPJ’e katılmadan önce Freedom House’ta Dünyada Özgürlük ve Basın Özgürlüğü raporları için araştırma müdürüydü.

Exit mobile version